28 Nisan 2009 Salı

Where Do You Go?

No Mercy isimli bir grubun Where Do You Go? isimli bir şarkısı vardır. Bu şarkı çıktığında ben 11-12 yaşlarındaydım. Her gece saat 12 civarında metro fm'de çalardı, ben de bu şarkıyı dinlemek için her gece o saatte radyoyu açardım, fakat o saatte dj olmadığından bu şarkının adı anons edilmezdi ve ben bu yüzden bu şarkının adını öğrenememiştim bir türlü. Tabii o zaman internet falan gibi lükslerim ve şarkının sözlerini anlayacak bir ingilizcem olmadığından hiçbir şekilde bulamadım da. Bir süre sonra radyo da çalmamaya başladı ve bu şarkıyı bir daha dinleyemedim.

Derken bu sabah... Bir forumda dolanırken sıcak saatler isimli diziye denk geldim. Nostalji olsun diye 2-3 bölümünü indirdim ve izlemeye başladım, derken bir karakterin arabasının içinde bu şarkı çalmaya başlamaz mı. Resmen şok oldum. Tabii artık internet ve şarkının sözlerini anlayacak ingilizce olduğundan dolayı hemen google'da aratarak şarkıyı buldum ve indirdim. Son 2 saattir de dinlemekteyim. Çok nostaljik oldu benim için, 13-14 yıl öncesi geldi aklıma, çok mutlu hissetim kendimi bir anda.

where do you go my lovely
where do you go - i wanna know
my lovely i wanna know
where do you go?
i wanna know
where do you go?
i wanna know
where do you, where do you go?
where do you, where do you go?
you leave without a word
no message no number
and now my head is poundin like rollin thunder
you left me with a heartache
deep inside
girl you should see me
cry all night and i wonder
everybody says what a shame
what is wrong
they dont like the game you play
heard youre hangin round every night
until dawn
and waiting for you night and day
where do you go my lovely
where do you go - i wanna know
my lovely i wanna know
where do you go?
i wanna know
where do you go?
i wanna know
you gotta break the silence
dont keep me waiting
just like ariver flowing to the sea
youre running back to me
girl, hear what im saying
where do you go my lovely
i wanna know
where do you go?
i wanna know
where do you, where do you go?
where do you, where do you go?
save me
come back and dry
the tears i cry for you baby
you gotta stop this heartache
deep inside
you gotta help me make it through the night
save me - come back and save me
where do you go my lovely
where do you go - i wanna know
my lovely i wanna know
where do you go?
my lovely where do you go?
i wanna know
where do you, where do you go?

14 Mart 2009 Cumartesi

No alcohol no cry

Evet bu sabah itibariyla içki içmeyi bırakmış bulunuyorum, sabah 6 sıralarında son biramı içtim, Jan'a kararımı bildirdim, o da tebrik etti beni cesaretimden dolayı. Şimdi niye böyle bir karar verdim, Jan'da mide problemlerimden dolayı olduğunu düşündü ilk başta ama açıkçası benim aklımın ucundan bile geçmedi o neden. Tamamen farklı sebeplerden dolayı, bu aralar pek iyi ruh halleri içinde değilim, içki içtiğimde de, daha doğrusu dozu biraz aştığımda iyice gömülüyorum o moda, daha sonra da 1-2 gün çıkamıyorum o ruh halinden, tam böyle düzelecek gibi olurken yine içiyorum, tekrar başa sarıyor her şey. Aslında içki içmeyi bırakmak biraz fazla acımasızca bir tabir oldu, hani hiç içmeyecek değilim, ama sadece çok şen şakrak ortamlarda ve 2, en fazla 3 bira değerinde alkol sokacağım bünyeme, ve tabi haftada 2 günden fazla olmayacak bu, felaket radikal bir karar oldu bu benim için, uyup uymayacağımı önümüzdeki günlerde göreceğiz bakalım.

May the force be with you.

2 Şubat 2009 Pazartesi

I Don't Care

If you were dead or still alive
I don't care, I don't care
And all the things you left behind
I don't care, I don't care

Merak Kediyi Öldürür

Lüks bir restoranda "Molped'iniz var mı?" diye bağıran kızlara avaz avaz "Bende var!" diye cevap veren Hülya Avşar uçakta kimden utanmaktadır?

Çaykur Rize paketlerinin üzerindeki “Turist Çayı” yazısı ne anlama gelmektedir? Bu bir pazarlama yöntemi midir? Türkçe bilmeyen turistler bunun kendileri için üretildiğini nasıl anlayacaktır?

Neden anketlerde "fikrim yok" diye bir şık vardır? İnsan fikri yoksa bunu belirtmek zorunda mıdır? Belirten niye belirtir?

Neden "bitkisel çay" diye bir tanım vardır? Normal çay hayvansal mıdır?

Havuzun gerçekten de kötü adamlar üzerinde nihai bir etkisi var mıdır? Havuz yakınında kalabalık bir dövüş cereyan ettiğinde, kötü adamlar kahramanımız tarafından defalarca yere serilseler bile kalkıp yeniden saldırırlarken, neden havuza atılan asla havuzdan çıkıp tekrar saldırmaz?

Neden hazırlık maçlarında kaybeden takımın elemanları "Hazırlık maçı ölçü değildir" der? Eğer gerçekten böyle düşünüyorlarsa niye hazırlık maçı oynayıp kendilerini boşu boşuna yorarlar? Hazırlık maçı ne kadar hazır olduğunu görmek için yapılmaz mı?

Neden Cuma ve Pazar günlerinin ertesi vardır da diğerlerinin yoktur? Ayrıca Pazartesi bizlere haftanın ilk günü olarak sunulmaz mı? O halde neden başka bir günün ertesidir? Pazartesi, Pazar gününün ertesi olduğuna göre haftanın ilk gününün Pazar günü olması gerekmez midir?

Neden 24 saat açık mekanların kapılarında kilit vardır?

Neden Amerikan salatası ambalajının üzerine Türkçe olarak Amerikan salatası yazarken İngilizce olarak Russian Salad yazar?

Neden "Kainat Güzelliği" diye bir yarışma vardır? Bu yarışmaya diğer gezegenlerden de başvuru olmakta mıdır?

25 Ocak 2009 Pazar

Supermassive Black Hole

- İçgüdülerimiz olmasa kimse kötü, çıkarlarmız olmasa kimse iyi olmazdı.

- Yaşamak için cenneti seçeriz. Ve sonunda hep canımız sıkılır mutluluktan.

- Günahlar tanrının önyargısıdır, sevaplar ise cehaleti.

- Bir insanın yaptıı iyiliklere samimiyetle inanabilmesi için geri zekalı olması gerekir. Yaptığı iyiliklerle sebep olduğu kötülüklerin farkına varabilmesi için ise dahi.

- Bastırılan sevgi insanı sadece mutsuz yapar. Bastırılan nefret ise çok daha kötüdür, insanı hasta yapar.

- En büyük değerli en aylaklarımız yaratır, en değersizleri ise en çalışkanlarımız.

- Hayat anlamsızdır diye intihar etmek en büyük aptallıktır. Oysa tam da bu yüzden yaşamak gerekir. Anlamlı bir evrenden intihar ederek bile kurtulamaz insan. Çünkü anlamı bilinen bir evrende insan ölümle de nereye gideceğini çok iyi bilir.

- Dünyaya sevgiyle bakmak yetmez. Bu yarı ağlamaklı bir sesle konuşan sevgi budalası mızmızların felsefesidir. Dünyaya sevinçle bakmalı. Neşe ce coşkuyla, haz ve hevesle. Sevgi sonradan tıpış tıpış gelir. Hoş gelmese de olur.

- Mutlu olan insanlar bundan dolayı zengin olmayı ümit ederler mi? Hayır, geri zekalı mı onlar? Peki tersi neden bu kadar yaygın bir beklentidir?

10 Ocak 2009 Cumartesi

2009 IN-OUT

Dindarlık OUT Dincilik IN
Tikkylik OUT Emoluk IN
Yonja OUT Facebook IN
Müzeler OUT Türbeler IN
İpana Florid OUT Signal Misvak IN
Kolonya OUT Gülsuyu IN
Uzaylılar OUT Cinler IN
'Teğet geçer, bizi etkliemez' OUT 'Kriz psikolojik' IN
Myspace'ten 'rakçı' kız aramak OUT Facebook'tan eski sevgiliyi aramak IN

7 Ocak 2009 Çarşamba

The Bro Code

How I Met Your Mother'daki Barney Stinson'un yazdığı bir kitap bro code. Kardeşlik ya da kankalık yasası. Ne zamandır bekliyordum bunun kitap olarak yayınlanmasını. 2 ay kadar önce çıkacak diye haberim olmuştu da ondan sonra aklımdan çıkmış. Bugün tesadüfen denk geldim yine. Aradım taradım ama sadece internetten sipariş ediliyormuş, henüz tam bir e-book sürümü yok, ama sonra audio book sürümünü buldum. Neil Patrick Harris seslendirmiş bir de. Tadından yenmez artık. Okuyalım (dinleyelim) öğrenelim tam olarak artık şu "Bro Code" u.

Hear! Hear, bros of the earth! Barney stinson speaking. You know how awesome i am? Then follow the bro code, and one day, my bro god may bless you with some of my awesomeness!